Hadi gelin dilek ve temennilerimize bakalım, sanırsınız dua değil, beddua ediyoruz. Milletçe olumsuzluk çağırmaya birebir cümleler kuruyoruz farketmeden. Farkında olsak yapar mıyız? Hayır. Çünkü aslında uzun zamandır dünyada herkes birbirine “Evrene pozitif mesaj gönder” “Olumlu düşün iyi olsun” diyor. Bir yandan hep beraber olumlama çabamız sürerken, diğer yandan vazgeçemediğimiz negatif düşünce kalıplarımız bizi sarıyor.
Araba alırız. Allah kaza bela vermesin derler.
Karar alırız. Allah utandırmasın.
Aslında varlığından memnuniyet duyarız. Eksik olmasın
Çocuklardan konuşuruz. Allah evlat acısı göstermesin derler.
Birliktelik yaşarız. Allah ayırmasın
Dert çekeriz. Başka dert göstermesin.
Allah iyilik versin demek yerine, sen kötülüklerden koru derler.
Büyüklerimize… Seni başımızdan eksik etmesin
Dilek dilerken, sonsuz olasılıkları sınırlıyoruz örneğin. Şu olsun bana yeter
Nasıl olduğumuzu sorana… Fena değil diyoruz
Zeval gelmesin
Dert uğramasın
Emeklerin boşa çıkmasın
Vatan bölünmesin
O olmasın, bu olmasın…
Ya peki ne olsun, onu söyle sen… Neden “olmasın”larla meşgul ediyorsun kendini ve çevreni…
Ağzından çıkanı belki de kulağı duymadan konuşuyor yurdum insanı.
Peki farkında olsaydı, kulağının duymadığını beyninin çoktan kayıt altına aldığını anlasaydı, kullandığı bu ifadeleri değiştirmek ister miydi? Bence kesin isterdi. Etrafta bu kadar pozitif düşünce kullanmayı isteyen insan var ama hep negatif konuşmalar var. Az bir düşünerek, bir nefes alıp sonra söylemeyi deneyin göreceksiniz ki bugüne kadar ettiğiniz bu sözlerin yerine çok daha olumlu konuşacaksınız. Olumlu konuştukça etrafınıza ışık saçacaksınız. O zaman, hadi gelsin bakalım evrenden cevaplar diyeceksiniz…