İş Yaşmında Samimiyet

Türk Dil Kurumu “Samimiyet” kelimesini başka tek bir kelime ile açıklamış; “İçtenlik”

İçtenlik ifadesine baktığımızda ise, “İçten olma durumu; bir soruşturu ya da görüşmede yanıtlayıcının duygu, düşünce, tutum ve davranışlarını olana ya da gerçeğe uygun olarak aktarma eğilimi” olduğu yazmakta.

En mühim kısmı bu olsa gerek.

Gerçeğe uygun olarak aktarma eğilimi.

Aktarma eğilimi.

Eğilim.

Samimi olmak “bir eğilim meselesi” aslında.

Peki o halde, iş yaşamında neden her zaman bu eğilimi gösteremiyoruz? Samimiyet gösterebilmenin belirleyicisi normalde kendimizken, iş yaşamında belirleyici faktörler karşımızdaki, yanımızdaki, altımızdaki veya üstümüzdeki diğer kişiler olabiliyor. Hatta yürütülen işin gizlilik durumu, organizasyon şemasındaki pozisyonumuzun gerektirdiği durumlar, gündem, zaman ve mekan, işyerindeki gelecek kaygısı, rekabet ve terfi beklentisi de samimiyetin azalmasında etken olabiliyor.

Samimi çalışanların işlerine hakim kişiler olduğunu söyleyebilirim. Bu kişiler geneli olumlu ya da olumsuz etkilemez veya yönlendirmezler, söyledikleriyle yaptıkları birdir. Öte yandan, her zaman samimi olduğunu ve her platformda açık konuştuğunu ifade eden bazı çalışanlar ise konuştukları şekilde davranmazlar. Aslında bu kişileri anlamak ve tanımak çok zaman almamaktadır.

Samimi olmayan kişiler, profesyonellikten uzaklaşarak işin ve işyerinin önceliklerini göz ardı ederler ve kendilerine çalışırlar denilebilir. Etrafı yanıltacakları için uzun vadede şirketlere sosyal açıdan zarar da verebilirler. İşyeri içinde eşitliğin ve adaletin sorgulanmasına da sebep olurlar.

Samimi olmayan davranışlara bazı örnekler şunlar olabilir:

  • Soruna çözüm üretmek yerine, şikayet etmek.
  • Yöneticinin yüzüne iltifatta bulunmak, ama arkasından eleştirmek.
  • İşten ve işyerinden memnuniyetsizliğini sık sık dile getirmesine rağmen, işten ayrılma adımını atmamak.
  • İyi bir uygulamanın paylaştıkça faydalanılması ilkesinden uzak şekilde, bilgiyi kendisinde tutmaya çalışmak.
  • Çalışma arkadaşlarıyla sohbet ediyor gibi yapıp, aslında dedikodu yapmak, şirketi eleştirmek, motivasyonu bozmak.
  • Şirketi koruyor gibi gözüküp, şirket olanaklarını kendi yararına kullanmak.
  • İşyerinde geçirilen zamanın verimli olmamasına rağmen çok çalışıyormuş gibi göstermek.

 

Şirketlerde olduğu haliyle davrananlar içten davranmayanları eleştirirken, bir yandan da olduğu gibi davranmanın zararını görebiliyorlar. Genellikle “Samimi kişiler, isteseler de samimiyetsiz davranamazken, diğerleri ise gerçekte düşündüklerinden ziyade, gösterdikleri halleriyle kariyer yolunu kateder” algısı hakimdir şirketlerde…

Peki iş yaşamında samimiyet her durumda gerekli mi? Hatta bazı durumlarda samimi olmamak daha uygun değil mi?  Bu sonuç oraya çıkmıyor mu? Bunun tek bir doğrusu olmadığı gibi, sadece şunu söylemek yerinde olur. Her ne koşulda olursa olsun, şirket için çalışıldığını hatırlamak ve hatırlatmak. Bu inançla çalışmaya alışmış kişiler, her zaman bulundukları pozisyonda faydalı olacaklardır. Fayda sağladıkça işe yaradığını hissedecek ve mutlu olacaklardır. Hareketleri ve söyledikleri ile gerçeğe uygun aktarma eğiliminde olacaklardır.

 

Bu gönderi BLOG’ te gönderildi ve ’ te etiketlendi.